Sayfalar

26 Ağustos 2013 Pazartesi

22 Ağustos 2013 Perşembe



Mirkelam dinlerim ,evet.Mirkelam'a ait  iki şarkı şuracıktadır,buyrun.


kapris kaprisss



tabbi tabbbiii


21 Ağustos 2013 Çarşamba


Olmayan Sevgiliyi Beklemek

Yalnız insan nedir ki
Sayıklayan bir acıdan başka?
olmayan bir sevgiliyi beklemek bile,
bir başına olmaktan anlamlıdır.
yapayalnız ne yapabilir ki insan;
son otobüsle gelecek birini beklemiyorsa...
Gelmese de sevgili
onu umutla beklemek,
umutsuz bir aşk filmini seyrederken
kendine bağlanmaktır
Olmayan bir sevgiliyi inatla beklemek;
utandırmaktır aşkı...
                           Cezmi Ersöz
                                    








13 Temmuz 2013 Cumartesi


İnsanın inandığı , sığındığı bir şeyin olmaması ne büyük zorluk,nasıl da taşınmaz bir yüktür.

17 Haziran 2013 Pazartesi

ıhlamur


ıhlamur çiçekleri evet ıhlamur çiçeklerinden bahsediyorum çok güzeller mis kokuyorlar hoş kokuyorlar.Ben ki kokulara karşı ne özel bir ilgim ne de çiçeklere karşı özel bir ilgim var  ama Haziran geceleri ıhlamur çiçeği kokuyor ıhlamur çiçeği..

12 Haziran 2013 Çarşamba

yağmurlar

bugün yağmur yağdı buralara biliyor musun ?




unutmadan küçük bir çocuk yağmur yağsın dedi  ansızın yağmur dindiğinde,garip geldi.

5 Haziran 2013 Çarşamba

Babam ve Oğlum





Babam ve Oğlum;
 Yerli yapım sinema filmleri arasında şüphesiz ilk sıralarda yer alacak, oldukça başarılı bir yapım.Çokça izlemişliğim olan filmin kullanmış olduğu müzikler de oldukça başarılı.Film içinde yer alan parçaların bir kaçını paylaşmak gerekirse ;

Childhood Dreams - Evanthia Reboutsika - Babam ve Oğlum




we will meet again - evanthia reboutsika - babam ve oglum




 







Babam ve Oğlum,2005 yapımı bir Çağan Irmak filmi. Ege'deki çiftlikten gazetecilik okumak için ayrılan Sadık'ın, yıllar sonra oğluyla beraber yeniden çiftliğe dönüşünün,12 Eylül Darbesi arka planında aktarıldığı filmin senaryosunu da yine Çağan Irmak yazdı. Film, Türkiye'de 3.500.000 izleyici sınırını aşan nadir filmlerden biri olma başarısını gösterdi.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Babam_ve_O%C4%9Flum

Yedi Numara Unutulmayan Sahneler























Yedi Numara






Yedi Numara, 2000-2003 yılları arasında TRT'de yayınlanmış komedi türünde televizyon dizisidir.Fora Film tarafından yapılmıştır. Üniversite eğitimi almak için çeşitli yörelerden gelmiş 4 şehirli kız ve 3 taşralı erkeköğrencinin, sosyal ve kültürel yönden farklılıklarına değinilmiş, bununla birlikte birbiriyle olan ilişkilerinde yaşadıkları güçlükler ekrana yansıtılmıştır.
Hikayesi;
Birbirlerine çılgınlar gibi aşık, ama çocukları olmayan bakkal Vahit ve eşi Zeliha, yıllar önce köyden İstanbul'a kaçmışlardır. Vahit, babasını ikna ederek kelepir bir ahşap evi satın almıştır. Vahit ve Zeliha, bu evi yıllarca öğrenci gençlere kiralayarak hem geçimlerine katkı sağlarlar, hem de öğrencilere bir ana gibi sahip çıkan Zeliha'nın çocuk özlemini dindirmeye çalışırlar.
Günlerden bir gün, 7 numaralı ahşap evin üst katını çevre mühendisliği öğrencisi dört kız tutar. Birbirlerini yurtta tanımışlar ve hemen kaynaşmışlardır. Hepsi Anadolu'nun büyük kentlerinden, üniversite okumak amacıyla İstanbul'a gelmişlerdir. Bir gün, Bakkal Vahit'in memleketteki ağabeylerinden ikisinin oğullarının da İstanbul'da üniversite kazanacağı tutar. Başka ağabeyinin oğlu da, babasını üniversiteyi kazandım diye kandırarak ticarette büyük atılımlar yapmak amacıyla "Akarı yok kokarı yok, temiz iş." felsefesi ile amca oğullarının arasına karışır. Katıksız taşralı olan ve daha önce İstanbul'a dair hiçbir fikirleri olmayan bu üç delikanlı da, 7 numara'nın alt katına yerleşirler.
Dört şehirli genç kız ile üç köylü oğlan aynı çatıyı nasıl paylaşacaklardır? Birbirlerine hiç benzemeyen hayat tarzları nasıl uzlaşacaktır? Aralarındaki kaçınılmaz çatışmaya çözümler ararken, nasıl bir demokrasi sınavı vereceklerdir? Olaylar, duygusal bir komedi diliyle anlatılır.
Daha sonra Olgun Şimşek'in canlandırdığı Sabit (Nam-ı diğer Tarık Arkın) karakteri de diziye İstanbul'da okuyan gençlerden Recep'in ağabeyi olarak katılmıştır. Sabit ise İstanbul'a kendi tabiriyle "Erkek Aktör" olma hayalleriyle gelmiştir.
Türkiyede yapılan komedi dizileri arasında başı çekenlerden birisi olan 7 Numara'nın en büyük özelliklerinden biri ise yöresel dilin mizah içerisinde ustaca kullanılmasıdır.http://tr.wikipedia.org/wiki/Yedi_Numara

yedi numara dizisi jenerik müziği;

3 Haziran 2013 Pazartesi

Öne Çıkan Reklamlar



Bir çoğumuzun hafızasında yer etmiş olan reklamların bir kısmı , iyi seyirler...



































Flört



Pek çoğumuzun bilmediği benim de yakın bir geçmişte tanıştığım eğlenceli bir müzik grubu olan Flört'ün  öne çıkan bir kaç şarkısını paylaşmak istedim.Grup üyeleri oldukça şahsına münhasır insanlar.Yaptıkları müzikten oldukça memnun görünüyorlar,farklılar.Uzun bir geçmişleri olan grup 2010 yılında demli adını verdikleri albümü çıkarttılar.Severek dinlediğim pek çok şarkıları bulunmakta.Bana göre en öne çıkan ve grubu sevmeme ön ayak olmuş parçanın adı ise Bir Tek Sen Gelmedin ...


Flört-bir tek sen gelmedin




  Flört-Dün Trt'de İzledim





                                        Flört-Yola Devam


Grubun resmi web sayfasına buradan ulaşabilirsiniz; http://www.flortmuzik.com/



31 Mayıs 2013 Cuma

Kraliçe'nin Pireleri




Bir kitap önerisi ;Kraliçenin Pireleri



Tarık Tufan ; kendisini ilk olarak kanal 24'te yapmış olduğu      programda görmüştüm sonraları  kitapları ile tanıştım ve zevkle takip etmeye başladım.Kendisine ait aldığım ilk kitap Kraliçenin Pireleri...Ulaşmak isteyenler için Tarık Tufan'ın twitter hesabı da mevcut https://twitter.com/tarik_tufan




“Şimdi bulabildiğim tüm soru cümlelerini üst üste yığıp, bulabildiğim en merhametli cevabın dizlerine yaslamak istiyorum başımı. Bulabildiğim en müşfik cümlenin önünde bir an olsun düşünmeksizin iyiden iyiye bitik, yorgun vücudumu yere bırakmak istiyorum. Uzanmak ve hangi günahtan kalma olduğunu kestiremediğim acıların yorgunluğunu bir parça olsun üzerimden atmak istiyorum. Uyumalıyım.”    TARIK TUFAN/KRALİÇENİN PİRELERİ



Mustafa Uusoy




Kendini başkalarıyla kıyaslamak

Bir türlü sular durulmuyor içinde.
Siyah lekeler seriyor ruhunun üzerine her bir şikayet.
Gönlünün gözleri, başkalarının üzerinde dura dura yorgunluktan yığıldı yığılacak.

Çırpınan bir kuş gibi varlığın, adını çıkartamadığın.
Okunmayan bir el yazısı gibi, kargacık burgacık sözcüklerin.
Gözünü başkalarına dikmişken, kıyasladıkça kıyaslıyorsun kendini.
Bir yakınma tutturmuşsun, bir türkü çığırır gibi çığırıyorsun,
Kendi sesinden ürkerek.
Bu kadar dışarıya bakan içini nasıl görecek?
Onun şusu var, berikinin busu. Başkalarının elindekini kıskanırken, varlığını bir gölgeye dönüştürüyorsun.
Bir tek cümle geliyor aklıma, siliniyor tüm diğer sözcükler: Kendine ihanet bunun adı.
Boyunun uzunluğunu bile mukayese ettin ya, bravo sana.
Neredeyse darılacaksın O'na, boyum neden bir on santim daha uzun değil diye.
Herkesin hayatı tastamam da bir seninki tam takır kuru bakır ya.
Bir tek sen çekiyorsun acıları.
Dünyanın en zavallısı.
Bir tek senin tenini kavuruyor güneş.
Bir tek seni ıslatıyor yağmur.
Bir tek senin evinin bahçesinde kuruyor çiçekler.
Kasırga bir tek senin gönlünün kıyılarını dövüyor da dövüyor.
Bir tek senin üzerine çöküyor karanlığın gölgesi.
Gözlerini alamıyorsun başkalarının mutluluklarından.
Her sevinç, ölümün gölgesinde yaşlanırken, sen neyin peşinde yoruluyorsun?
Gözlerin değemiyor bir türlü acılı bakışlara.
Bir nankörlüğün girdabında sürüklenirken sormuyorsun kendine.
Seni eksik yapan, başkalarına verilip de sana verilmeyenler mi?
Seni fazla yapan, başkalarına verilmeyip de sana verilenler mi?
Otuz katlı bir binanın her katının bir üstü bir altı yok mu?
On beşinci katta olan, on altıncı katın altındaysa, on dördüncü katın da üstünde değil mi?
Sen ki; yokluktan kurtarılıp bir yıldız gibi doğmadın mı varlığın semasına?
Semanın yıldızları senin için ışıldamadı mı her gece?
Sevinçten deliye dönmeli değil misin?
Başkalarının elinde olan hangi şey, sana tattırılan hayat nimetinden daha tatlı gelecek ruhuna?
"Rabb'inizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?'' ayetini de mi duymadın?
Başka bir şey istemek için ne yüzün var?
Verilenlere şükredememek utancından başka.
Hâlâ diyorsun ki, ona verilen neden bana verilmedi?
Başkalarına açık kapılar neden bana kapalı?
Sana açılmış kapıları, başkalarının açık kapılarına nazar etmekle körleşmiş gözlerin görmüyor ne yazık ki.
O evlendi, ben neden evlenemedim?
O neden benden daha güzel birisi?
Neden o başarılı da ben değilim?
Neden boyum arkadaşım kadar uzun değil?
Neden onun çocuğu oluyor da benim olmuyor?
Bu soruları hangi kibirli cüret fısıldıyor kulağına?
Neyi gözden kaçırıyorsun bir de, biliyor musun?
Büyük eşitleyiciyi.
Ölümün keskin kılıcının her birimizin boynuna değeceğini.
Dünyanın en güzel kadını olsan ne yazar?
Dünyanın en zengini.
Dünyanın en akıllısı.
Dünya dolusu çoluk çocuğun olsa.
Sen, bunlarla mı sen olacaksın?
Sen, sana verilmeyenlerle mi eksileceksin?
Ha, bir de şu ayet mealini bir an için unutma: "Hem Allah'ın bazınızı, bazınızdan kendisi ile üstün kıl(maya vesîle yap)tığı şeyleri temennî etmeyin! Erkeklere kazandıklarından bir nasip vardır, kadınlara da kazandıklarından bir nasip vardır. O hâlde Allah'tan lütfunu isteyin! Muhakkak ki Allah, her şeyi hakkıyla bilendir (Nisa: 32).''
Her hayat mertebesi biriciktir.
Her insan biricik.
Hepimiz biricik olan bir dünya apartmanının farklı farklı katlarında, farklı farklı odalarında yaşayan biricik varlıklarız.
Hadi, çevir bakışlarını üzerine.
Bir bak kendine.
Sana verilmiş olanı görmezden gelmenin utancı yetecek de artacak işte o anda.
Elindeki cevheri işle, parlasın güzellikle.
"Her kapalı kapının ardında yedi mühürlü bir sır vardır.'' diyor Halil Cibran.
Sense tüm kapıların sonuna dek açılmasını istiyorsun haddini bilmezlikle.
İstiyorsun ki, tüm sırları altın bir tepside sunulsun sana hayatın.
Sırrını yitirmiş bir hayata kim hayat diyebilir oysa?
Bırak bazı kapılar kapalı kalsın. Sırlarını saklasın hayatının.
Geçmiş bir zamanda okumuş olduğum Mustafa Ulusoy'un kaleminden bir köşe yazısı buyrun efendim,iyi okumalar..http://www.zaman.com.tr/cuma-yazi/kendini-baskalariyla-kiyaslamak_1341800.html


07 Eylül 2012, Cuma

21 Mayıs 2013 Salı

Yağmurlar

Hüsnü Arkan - Yağmurlar






Murphy Kanunları


Murphy kanunları, ABD'li mühendis Edward A. Murphy, jr. tarafından, 
başarısızlıklar ve hata kaynaklarının karmaşık sistemlerde
 incelenmesi üzerine ortaya konan özdeyişlerdir.
  • Aileniz sizin ders çalıştığınız zamanlarınızı değil, sadece çalışmadığınız zamanlarınızı görür.
  • Bir şeyin istenme olasılığı ile gerçekleşme olasılığı ters orantılıdır.
  • Trafikte bulunduğun şeritten ilerleyen şerite doğru geçtiğin zaman yeni geçtiğin şerit durur.
  • İnsanların hayalleri hayallerde kalır.
  • İstenilen şey hiçbir zaman gerçekleşmez.
  • Sakınılan göze çöp batar.
  • İnsanlar birbirini hak eder.
  • Ekmek tereyağlı yüzü ile düşer.
  • Hangi yüzüne tereyağı süreceğinize önceden karar veremezsiniz.
  • Gülümseyin, ne düşündüğünüzü bilmesinler.
  • Sizi izleyenlerin sayısı yaptığınız işin saçmalığı ile doğru orantılıdır.
  • İyilik cezasız kalmaz.
  • Her çözümün doğurduğu yeni problemler var.
  • Bir şey yapmanız gerektiği zaman, öncelikle başka bir şey yapmanız gerekir.
  • Her şey düşünce hızından daha yavaştır.
  • Aptallığın gücünü göz ardı etmeyin.
  • Bir işi ne kadar önceden planlarsanız, ters gitme olasılığı o kadar artar.
  • Bozuk bir alet tamire geldiğinde çalışır.
  • Murphy kanunları Ohm kanunundan daha geçerlidir.
  • Diş ağrısı gece ve tatil gününde başlar.
  • Borç alabilmek için, borca ihtiyacınız olmadığını ispatlamalısınız.
  • Kimse başkasının yaptığı iş ile ilgilenmez.
  • Yeni aldığınız donanım eskisini sattığınız an bozulur.
  • Yanlış anlaşılmayacak kadar basit bir şey yoktur.
  • Hiç bir şey göründüğü kadar iyi değildir.
  • Sigaradan alınan zevk çevrede bulanan içmeyenlerin sayısı ile doğru orantılıdır.
  • Sigara dumanı içmeyene doğru ilerler.
  • Yemeğe oturduğunuz zaman izlediğiniz TV programı reklama girer.
  • Karar verme anlarında eldeki bilgi miktarı kararın önemi ile ters orantılıdır.
  • Önünüzde bulanan araç sizden yavaş gider.
  • Kasislerin etkisi yavaş giden arabalaradır.
  • Yarının işini asla bugün yapma.
  • Ayakkabı ağırlığı yürüyüş mesafesine göre artar.
  • Ayakkabıdaki kum tanesi basınca karşı en fazla basıncın olduğu noktaya doğru ilerler.
  • Basit teoriler en anlaşılmaz şekilde izah edilir.
  • Deney başarılıysa bir şeyler yanlış demektir.
  • Anlamıyorsanız çok açıktır.
  • Çok hızlı yükseliyorsanız bir yerde bir şeyler yanlış demektir.
  • "Yaşam" siz başka planlar yaparken olan şeydir.
  • Murphy'nin altın kuralı: Altını olan kuralı koyar.
  • Değiştirilebilir parçalar değişince sorun çıkar.
  • Olmuyorsa zorlayın, kırılırsa zaten değişmesi gerekirdi!
  • Zorlamayın, daha büyük bir çekiç getirin!
  • İhtiyacı olanlara yardım edin, onlar sizi hatırlar, tekrar ihtiyaçları olunca.
  • Kendi işini yapmayanlar için hiç bir iş imkansız değildir.
  • Diğer tüm seçenekler tükendikten sonra insanlar mantıklı davranırlar.
  • Gezegendeki toplam zeka bir sabittir; nüfus artmaktadır.
  • Tüm genellemeler yanlıştır.
  • Gizli hata gizli kalmaz.
  • Duruma göre!
  • Aptalsa ve çalışıyorsa, aptal değildir.
  • Asla, asla deme!
  • Bekleyin, hasar verdikten sonra geçer, hasar fazla ise bekleyin, tekrar gelir.
  • Şans en şanssız zamanda kapıyı çalar.
  • Eşsiz şeyler birbirinin eşidir.
  • Yağmur yağsın diye araba yıkadıysanız işe yaramaz.
  • Tırnaklarınızı kestikten bir saat sonra tırnakla yapılacak bir iş çıkar.
  • Her kurumda işlerin nasıl yürüğünü detayları ile bilen biri var. Bu kişi hemen işten atılmalıdır.
  • Özür dilemek, izin almaktan daha kolaydır.
  • Sıcak tencere ve soğuk tencere aynı görünür.
  • Salamı seven ve yasaya saygı duyanlar bunların nasıl yapıldığını asla izlememelidir.
  • Problemlerden kurtulma konusunda usta olan doktorlardan uzak durun!
  • Bağışla ama unutma.
  • Kendi fikrinizi önemli birinin fikri imiş gibi sunarsanız kabul edilme şansı daha fazladır!
  • Hareketli nesneler yanlış yöne doğru hareket ederler, durağan nesneler yanlış yerde dururlar.
  • İşler şansa bırakılsaydı daha iyi olurdu.
  • Herkes sinirlerini kaybetmişken sakinliğinizi koruyorsanız belki de durumu anlamıyorsunuz.
  • Size bir iyilik yapmak için yaklaşan birini görürseniz, kaçın.
  • Tüm garantiler ve para iadesi taahutleri, ödemeyi yapmak suretiyle bozulur.
  • Önemli olan olaylara takmayı başardığınız isimdir, olayların kendisi değil.
  • Anlattığın birşeyin dinlenme ihtimali, anlatma isteğinle ters orantılıdır.
  • Aşık olduğun kişi hep başkasına aşıktır.Zaten sen de hiçbir zaman sana aşık olan kişiye aşık olmazsın.

16 Mayıs 2013 Perşembe

İstanbulTürkiye'nin en kalabalık, iktisadi ve kültürel açıdan en önemli şehri.